Karma ve Dharma (Darma) Felsefesi Nedir?

Hayatınızın Amacını ve Eylemlerinizin Sonuçlarını Keşfedin
Karma ve Dharma Yasası: Hayatın Dengesi ve Anlamı
Hayatın büyük resmini anlamaya çalışırken iki temel evrensel yasa öne çıkar: Karma Yasası ve Dharma (Darma) Yasası. Bu yasalar, birbirinden farklı gibi görünse de, evrenin ahenk içinde işleyen derin dengelerini ifade eder. Karma, eylemlerimiz ve sonuçları üzerine odaklanırken; Dharma, yaşamımızın amacı, bireysel görevlerimiz ve evrendeki yerimizi bulmamız üzerine kuruludur. Bu iki yasa, bir bütün olarak hayatın anlamını ve yönünü anlamamıza yardımcı olur.
Dharma (Darma) Nedir?
Sanskrit dilinde “doğru yol”, “görev”, “yaşam amacı” veya “doğanın yasası” anlamına gelen Dharma, evrensel düzeni koruyan bir yaşam yasasıdır. Dharma, kişinin evrende yerine getirmesi gereken rolünü, doğuştan sahip olduğu sorumlulukları ve bu rollerle uyum içinde nasıl yaşayabileceğini ifade eder.
Dharma’nın temel ilkeleri şunlardır:
- Doğru Davranış: Yaşam boyunca ahlaki ve etik değerlere uygun hareket etmek.
- Bireysel Yaşam Amacı: Her insanın evrendeki görevini anlaması ve bu doğrultuda hareket etmesi.
- Evrenle Uyum: Bireyin yaşamı, evrensel düzenin ve doğanın yasalarıyla uyumlu olmalıdır.
Dharma’nın özünde, bireysel mutluluğu evrensel düzenle bağdaştıran bir denge vardır. Bu yasa, bireyin sadece kendisi için değil, aynı zamanda tüm evren için uyumlu bir varlık olması gerektiğini öğretir.

Karma ve Dharma: Yasaların Farklılıkları
Karma ve Dharma yasaları farklı yönlere odaklanır, ancak birbirini tamamlayan bir bütündür. İşte bu iki yasa arasındaki temel farklar:
Karma | Dharma |
---|---|
Eylemlerimizin sonuçlarına odaklanır. | Hayat amacımız ve görevlerimizle ilgilidir. |
Geçmiş, şimdi ve geleceği birbirine bağlar. | Şimdiki anı ve bireyin evrensel rolünü kapsar. |
Sebep-sonuç ilişkisine dayanır. | Evrensel uyum ve bireysel görev anlayışıyla işler. |
Kişinin eylemleriyle yarattığı sonuçlara göre işler. | Kişinin hayatına anlam ve yön kazandırır. |
İrade ve bilinçli seçimlerle dönüşebilir. | Doğuştan gelen bir rehberlik sistemidir. |
Karma ve Dharma Yasası Birlikte Nasıl İşler?
Bu iki yasa bir arada, evrensel düzenin işleyişini açıklar. Karma, kişinin eylemlerinin yankısını oluştururken, Dharma, bu eylemleri evrensel bir dengeyle nasıl uyumlu hale getirebileceğini gösterir.
Örneklerle açıklayalım:
- Karma’nın Eylem Boyutu: Eğer bir insan öfkeyle hareket eder ve birine zarar verirse, bu davranışın sonuçlarını karma yasasıyla deneyimleyecektir. Bu sonuçlar, kişinin geçmişte yaptıklarıyla bir denge oluşturacaktır.
- Dharma’nın Rehberlik Boyutu: Aynı insan, Dharma yasası doğrultusunda, öfkeyle hareket etmek yerine anlayış ve hoşgörü göstermeyi öğrenebilir. Bu şekilde, hem karma döngüsünü durdurur hem de yaşam amacına uygun bir şekilde ilerler.
Karma, bireyin geçmişten getirdiği borçlarını ve yükümlülüklerini temsil ederken; Dharma, bu borçları ödeyerek nasıl daha yüksek bir bilinç seviyesine ulaşabileceğini gösterir.
Dharma’nın Hayata Etkileri
Dharma yasasını anlamak ve bu yasa doğrultusunda yaşamak, yaşamı daha anlamlı ve huzurlu kılar. İşte Dharma’nın etkileri:
- Hayat Amacını Bulmak: Her bireyin bir yaşam amacı vardır. Dharma, bu amacı bulmamıza ve yaşamımızı bu doğrultuda düzenlememize yardımcı olur.
- Evrensel Uyum: Kendi içsel düzenimizi bulduğumuzda, evrensel düzenle de uyum içinde oluruz.
- Karma Döngüsünü Hafifletmek: Dharma’ya uygun bir yaşam, yeni karma döngüleri yaratmamızı engeller.
- Ruhsal Gelişim: Dharma, ruhsal tekâmül için bir rehberdir. Bizi, daha bilinçli ve dengeli bir varlık olmaya yönlendirir.
Karma ve Dharma Yasası: Anlam Bütünlüğü
Karma ve Dharma yasalarını birlikte anlamak, yaşamın bütünsel bir resmini sunar. İkisi de evrensel düzenin farklı yüzlerini temsil eder. Karma, geçmişten gelen sonuçlarla yüzleşmemizi ve hatalarımızı düzeltmemizi sağlarken; Dharma, bu düzeltmelerle daha yüksek bir varoluş düzeyine ulaşmamızı sağlar.
Hayatınızı Dönüştürmek İçin:
- Karma’ya Saygı Duyun: Geçmiş eylemlerinizin sonuçlarını kabul edin ve kabule geçin. Bu farkındalıkla daha bilinçli seçimler yapabilirsiniz.
- Dharma’yı Kucaklayın: Yaşam amacınızı keşfedin ve bu amaca uygun hareket edin. Bu, hem kişisel mutluluğu hem de evrensel uyumu beraberinde getirecektir.
- Bilinci Yükseltin: Her düşüncenin ve eylemin, bireysel ve kolektif bilince etkisini anlayın. Bilinçle hareket ettiğinizde, hem kendi karmalarınızı dönüştürebilir hem de insanlığın kolektif bilincine katkıda bulunabilirsiniz.

Karma ve Dharma Yasası ile Bütünsel Yaşam
Hayat, bir öğrenme ve dönüşüm yolculuğudur. Karma, bu yolculuğun eylem ve sonuç ilişkisini gösterirken; Dharma, bu yolculuğun neden ve nasılını anlamamıza rehberlik eder. İkisi bir arada, bireysel mutlulukla evrensel uyum arasında bir köprü kurar.
Unutmayın: “Ne ekersek, onu biçeriz.” Ancak ektiğimiz tohumların, evrensel bir düzen içinde büyüyüp çiçek açabilmesi için Dharma yasasına göre hareket etmeliyiz. Bu, hem bizim hem de bütünün yükselmesi için gereklidir.
Hayatınızı bilinçle, sevgiyle ve uyumla şekillendirin. Karma ve Dharma’nın rehberliğinde, yaşamın gerçek anlamını keşfedin. 🌟
Karma ve Dharma Yasası: Doğu Felsefesinden İlham Veren Sözler
Karma ve Dharma yasalarını anlamak için Doğu felsefesinin bilge kişilerinin sözlerinden ilham alabiliriz. Bu kadim öğretiler, evrensel yasaları derinlikli ve sade bir şekilde açıklarken, yaşam yolculuğumuzda bize rehberlik eder.
Buda ve Karma & Dharma
Buda, yaşam boyunca eylemlerimizin önemini ve bu eylemlerin ruhsal tekâmülümüz üzerindeki etkisini sıkça vurgulamıştır. İşte Buda’nın bu yasalarla ilgili bilgece sözlerinden bazıları:
- “Ne isek, düşüncelerimizin sonucudur. Zihninde ne düşünüyorsan, hayatında onu yaşarsın.”
Karma’nın düşüncelerle başladığını ve bu düşüncelerin eylemlere dönüştüğünü anlatır. - “Öfkeyle cezalandırmaya çalışarak karmayı artırma. Onun yerine, bilgelik ve şefkatle karmayı dönüştür.”
Buda, kötülüğe kötülükle cevap vermenin yalnızca karma döngüsünü beslediğini söyler. Bunun yerine, şefkat ve bilgelik Dharma’ya uygun bir yaşamın anahtarıdır. - “Hayatta herkes kendi karmasının sahibidir. Kurtuluş yolu, bireyin kendi eylemlerinden geçer.”
Bu söz, karmanın bireysel bir sorumluluk olduğunu ve kişinin kendi çabasıyla ruhsal gelişim sağlayabileceğini hatırlatır.

Konfüçyüs ve Karma & Dharma

Konfüçyüs, insanın etik bir yaşam sürmesi ve toplumda uyumu sağlaması gerektiğini savunur. Karma ve Dharma ile bağlantılı olan ahlak ve adalet anlayışı, onun öğretilerinde sıkça yer bulur:
- “İyilik yapmaya devam et. Kimse fark etmese de, evren seni görecektir.”
Bu söz, iyi karmanın temelini oluşturan eylemleri vurgular ve insanın iyilik yaparken beklentisiz olması gerektiğini öğretir. - “Doğru olanı yap ve sonuçlardan korkma.”
Konfüçyüs, Dharma’ya uygun bir şekilde yaşamanın önemine dikkat çeker. Doğru olanı yapmak, kişinin yaşam amacını gerçekleştirmesine yardımcı olur.
Sokrates ve Karma & Dharma

Batı felsefesinin temellerinden biri olan Sokrates, etik yaşamın ve bireysel sorumluluğun önemini vurgulamıştır. Bu öğretiler, Karma ve Dharma’nın özüne hitap eder:
- “Adalet, insanın kendi ruhunu düzenlemesidir.”
Bu söz, karmanın bireysel bir denge ve düzen kurma süreci olduğunu hatırlatır. Ruhun huzuru, eylemlerin uyumlu olmasına bağlıdır. - “Kendini bil. İnsan kendini tanıdığında, hayatındaki görevini de bilir.”
Sokrates’in bu sözü, Dharma’nın kişinin yaşam amacını keşfetme süreci olduğunu anlatır. Kendini tanımak, doğru yolu bulmanın anahtarıdır.
Lao Tzu ve Karma & Dharma

Taoizm’in kurucusu Lao Tzu, evrenle uyumu ve bireyin doğal düzeni bulmasını öğütler. Karma ve Dharma öğretilerine paralel olan bu düşünceler, kişinin doğaya ve evrene uyum sağlamasını ön planda tutar:
- “Eylemleriniz, evrende yankılanır. Bu yankılar, yaşamınıza geri döner.”
Bu söz, Karma’nın doğrudan bir açıklamasıdır. Eylemlerimizin sonuçları, mutlaka hayatımıza geri dönecektir. - “Doğanın yolunda yürüyen insan, huzuru bulur.”
Dharma’yı açıklayan bu söz, bireyin doğal düzenle uyum içinde hareket ettiğinde, ruhsal bir dengeye ulaşacağını belirtir.
Krishna ve Karma & Dharma (Bhagavad Gita)

Hindu felsefesinin temel metinlerinden Bhagavad Gita‘da, Krishna’nın Arjuna’ya öğütleri Karma ve Dharma yasalarını en net şekilde açıklar:
- “Eylemlerine odaklan, ama sonuçlara bağlanma. Sonuçlar seni bağlarsa, karma zincirine hapsolursun.”
Bu söz, Karma’nın bilgece yönetilmesi için kişinin beklentisiz bir şekilde hareket etmesi gerektiğini anlatır. - “Dharma, insanın öz benliğine uygun yaşamasıdır.”
Krishna, Dharma’nın bireyin doğasına uygun yaşamak anlamına geldiğini açıklar. Bu, evrenle uyum içinde hareket etmenin anahtarıdır.
Karma ve Dharma: Kadim Bilgelerin Ortak Öğütleri
Buda, Konfüçyüs, Sokrates, Lao Tzu ve Krishna gibi bilge kişiler, Karma ve Dharma yasalarının hayatın merkezinde yer aldığını öğretir. Bu öğretilerden alınabilecek ortak dersler şunlardır:
- Düşünce ve Eylemin Gücü: Her şey düşüncelerle başlar. Eylemlerimiz, düşündüklerimizin bir yansımasıdır.
- Doğru Yolda Kalmak: Yaşam amacımızı anlamak ve ona uygun bir şekilde yaşamak, hem bireysel hem de evrensel uyumu sağlar.
- Sorumluluk Almak: Hayatta karşılaştığımız durumlar, geçmiş eylemlerimizin sonucudur. Sorumluluk alarak bu döngüyü dönüştürebiliriz.
- Şefkat ve Bilgelik: Eylemlerimiz, sevgi ve anlayışla yoğrulmalıdır. İyilikle karşılık vermek, hem karma döngüsünü durdurur hem de Dharma’yı güçlendirir.
Bu bilgelikler, sadece felsefi öğretiler değil, aynı zamanda hayatın pratik rehberleridir. Karma ve Dharma’yı anlamak, yalnızca bireysel mutluluğumuza değil, evrensel uyumun sağlanmasına da katkıda bulunur.

Karma ve Dharma Yasası: Anadolu’nun Bilgelerinden İlham Veren Sözler
Anadolu, yüzyıllar boyunca çeşitli medeniyetlere ve bilgelik öğretilerine ev sahipliği yapmıştır. Bu topraklarda yaşamış Hacı Bektaş Veli, Ahmet Yesevi, Şems-i Tebrizi gibi bilgeler, Karma ve Dharma yasalarını evrensel ahlak, sevgi, adalet ve bilgelik öğretileriyle harmanlamışlardır. Bu bilge kişilerin sözleri, bireysel ve toplumsal dönüşümün yolunu aydınlatmaktadır.
Hacı Bektaş Veli ve Karma & Dharma

Hacı Bektaş Veli’nin öğretileri, insana ve evrene duyulan derin bir sevgi ve saygıyla yoğrulmuştur. Karma ve Dharma yasalarını çağrıştıran sözleri, bireyin eylemlerine dikkat etmesi ve doğru bir yaşam sürmesi gerektiğini vurgular:
- “Eline, beline, diline sahip ol.”
Bu söz, eylemlerimizin (Karma), ahlakımızın ve görevlerimizin (Dharma) yaşamımızı şekillendirdiğini anlatır. Sorumlu bir yaşam sürmek, karmayı olumlu yönde etkiler ve Dharma’ya uygun bir hayat sağlar. - “Arifler hem arıdır, hem arıtıcıdır.”
Hacı Bektaş Veli, bilge insanların sadece kendilerini değil, çevrelerini de dönüştürebileceğini söyler. Bu, Dharma’nın evrensel uyum ve ahenk anlayışına bir gönderme yapar. - “İncinsen de incitme.”
Bu söz, karmayı beslememek ve iyilikle karşılık vermek gerektiğini öğütler. Evrensel diyet ve telafi yasası olarak adlandırılan Karma’nın özüne uygun bir rehberliktir.
Ahmet Yesevi ve Karma & Dharma

Ahmet Yesevi, Türk-İslam medeniyetinin önemli bilge kişilerinden biridir. Öğretilerinde, insanın yaratılış amacına uygun bir yaşam sürmesi ve eylemlerinin sorumluluğunu alması gerektiğini vurgular:
- “Eline, diline, beline sahip ol; aşına, işine, eşine dikkat et.”
Bu ifade, Dharma’nın kişinin kendi görev ve sorumluluklarını bilmesi, Karma’nın ise eylemlerimizin doğrudan sonuçlarına dikkat çekmesidir. - “Hak yolunda yürümek, kendini bilmekle başlar.”
Ahmet Yesevi’nin bu sözü, Dharma’nın bireyin içsel yolculuğu ve görevini anlamasıyla ilgili yönüne ışık tutar. Kendini bilen, evrendeki yerini de bilir ve buna uygun hareket eder. - “Kötü sözden sakın, yalan sözü terk et. Allah’ın sevdiği kişi doğru sözlüdür.”
Bu söz, Karma’nın eylemlerle değil, düşünceler ve sözlerle de beslendiğini ifade eder. Doğru sözlü olmak, bireyin karmasını temiz tutar ve Dharma’ya uygun bir yaşam sağlar.
Şems-i Tebrizi ve Karma & Dharma

Şems-i Tebrizi, tasavvuf felsefesinin önemli isimlerinden biridir. Sözleri, insanın ruhsal gelişimini ve ilahi düzenle uyumlu bir yaşam sürmesini öğütler:
- “Hayatta karşına çıkan hiçbir şey tesadüf değildir.”
Bu söz, Karma yasasının temelini ifade eder. Yaşadıklarımız, geçmiş eylemlerimizin sonuçlarıdır ve hiçbir şey şans eseri değildir. - “Başkalarına kötülük eden, kendi kuyusunu kazar.”
Şems, karmanın etkisini net bir şekilde açıklar. Kötü eylemler, eninde sonunda bireyin kendisine döner. - “Aşk yolunda ilerlerken, benlikten ve kibirden sıyrıl. İncitmeden yürümeyi öğren.”
Bu söz, Dharma’nın sevgi ve şefkatle yol alma gerekliliğini anlatır. İnsan, görevini yerine getirirken kibirden ve zarar vermekten uzak durmalıdır. - “Bir mum diğerini tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.”
Bu söz, Dharma’nın paylaşma, yardımlaşma ve iyilik üzerine kurulu yönünü temsil eder. Kişi, başkalarına ışık saçtıkça kendi ruhsal gelişimine de katkıda bulunur.
Karma ve Dharma: Anadolu Bilgelerinden Ortak Dersler
Anadolu’nun bilge kişilerinin sözlerinden çıkarılabilecek ortak mesajlar şunlardır:
- Eylemlerimizin Farkında Olmalıyız: Her davranışımızın bir sonucu vardır. İyilikle hareket etmek, karmayı olumlu yönde etkiler.
- Görevlerimizi Bilmeliyiz: Her bireyin evrendeki yeri ve sorumlulukları vardır. Dharma, bu görevleri anlamamızı ve onlara uygun hareket etmemizi sağlar.
- Sevgi ve Şefkatle Hareket Etmeliyiz: İyilik, sevgi ve anlayış, hem bireysel hem de toplumsal dönüşümün anahtarıdır.
- Evrensel Yasaya Güvenmeliyiz: Karma ve Dharma yasaları, evrensel bir düzenin parçalarıdır. Bu yasalarla uyumlu bir yaşam, bireyi huzura ve aydınlanmaya götürür.
Bu bilgelik sözleri, Karma ve Dharma yasalarının yalnızca bireysel sorumluluklarımızı değil, evrensel düzene olan katkımızı da kapsadığını gösterir. Anadolu’nun bilge kişilerinden ilham alarak, bu yasalarla uyum içinde bir yaşam sürmek hem kendimizi hem de çevremizi dönüştürmemizi sağlayabilir.
Karma ve Dharma Yasası: Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin Perspektifi
Muhyiddin İbnü’l-Arabî, İslam tasavvufunun en derinlikli düşünürlerinden biridir ve evrensel yasaları, Allah’ın ilahi iradesi ve varlığın birliği (vahdet-i vücut) anlayışıyla açıklar. İbnü’l-Arabî’nin felsefesi, karma ve dharma yasalarıyla paralellik gösteren birçok öğretiyi içerir. Onun bakış açısı, evrendeki düzeni, insanın bu düzene olan katkısını ve ruhsal tekâmülün önemini derinlemesine ele alır.
Karma ve İbnü’l-Arabî’nin Eylem Felsefesi

İbnü’l-Arabî’nin öğretilerinde eylemler, insanın ilahi düzen içindeki sorumluluğu olarak görülür. Karma, yani eylemlerimizin sonuçları, onun felsefesinde “her şeyin Allah’ın takdiri ve insanın özgür iradesi ile şekillendiği” bir sistem içinde anlam kazanır:
- “Her şey, yerli yerinde bir dengeyle yaratılmıştır. İnsan bu dengeyi bozarsa, bozulan denge yine onu bulur.”
Bu söz, Karma yasasının İbnü’l-Arabî’nin ilahi düzen anlayışındaki karşılığıdır. İnsan eylemleriyle evrensel düzeni etkiler ve bu etki, eninde sonunda insana döner. - “Allah, insana irade vermiştir; iradesiyle hayrı ya da şerri seçer. Seçtiği, kaderini belirler.”
Bu ifade, Karma’nın kişinin seçimleri ve bu seçimlerin sonuçlarına odaklanan yönüne ışık tutar. Eylemlerimiz, ilahi kaderin bir parçası olarak karşımıza çıkar.
Dharma ve İbnü’l-Arabî’nin İnsan ve Görev Anlayışı
İbnü’l-Arabî’ye göre, insanın yaratılış amacı, Allah’ın isim ve sıfatlarının tecellisini yeryüzünde gerçekleştirmek ve onun ilahi iradesine uygun bir yaşam sürmektir. Bu, Dharma’nın bireyin yaşam amacı ve görevleriyle ilgili yönüne benzer:
- “İnsan, Allah’ın yeryüzündeki halifesidir. Halife olan kişi, adaletle hükmetmeli ve her şeyin hakkını vermelidir.”
Bu söz, Dharma’nın insanın evrendeki rolü ve görevleriyle ilgili öğretisini yansıtır. İnsan, kendisine verilen bu ilahi rolü yerine getirmekle yükümlüdür. - “Kendini bilen, Rabbini bilir.”
İbnü’l-Arabî, bireyin içsel yolculuğunun önemini vurgular. Bu, Dharma’nın kişinin öz varlığını tanıması ve bu tanımanın ilahi düzenle uyum içinde bir yaşam sürmesine katkıda bulunması gerektiği anlayışıyla örtüşür. - “Varoluşun amacı, Allah’ın rızasını kazanmaktır. Bu rıza, kişinin görevlerini yerine getirmesiyle mümkündür.”
Bu ifade, Dharma’nın bireysel yaşam amacıyla ilgili yönüne doğrudan bir göndermedir. Kişi, ilahi iradeye uygun bir yaşam sürdüğünde huzur bulur.
Karma ve Dharma: İbnü’l-Arabî’nin Varlığın Birliği Anlayışı
İbnü’l-Arabî’nin “Vahdet-i Vücut” (Varlığın Birliği) felsefesi, Karma ve Dharma yasalarının evrensel bir bütünlük içinde işlediğini gösterir. Ona göre, evrendeki her şey Allah’ın bir yansımasıdır ve her insan, bu bütünlüğün bir parçasıdır. Bu anlayış, Karma ve Dharma’nın hem bireysel hem de evrensel düzeyde birbirine bağlı olduğunu açıklar:
- “Kendi özünü dönüştüren, evreni dönüştürür. Çünkü her insan, âlemin bir aynasıdır.”
Bu söz, Dharma’nın bireyin içsel yolculuğuna ve Karma’nın eylemlerin evrensel etkisine yaptığı vurguyu birleştirir. - “Allah, kuluna zulmetmez; insan kendi kendine zulmeder.”
Bu ifade, Karma yasasının temel ilkesine uygundur: İnsan, yaptığı eylemlerle kendi yaşamını şekillendirir. İlahi adalet, kişinin kendi eylemlerinden doğar. - “Evren bir kitaptır; her şeyin sebebi ve sonucu o kitapta yazılıdır.”
Bu söz, Karma’nın sebep-sonuç ilişkisini ve Dharma’nın bireysel görevlerini kapsayan bir anlayışı temsil eder.
İbnü’l-Arabî’nin Karma ve Dharma’ya Getirdiği Evrensel Bakış
İbnü’l-Arabî’nin felsefesi, Karma ve Dharma yasalarını bir bütün olarak görmemize yardımcı olur. Onun öğretileri, eylemlerimizin sonuçlarını anlama (Karma) ve yaşam amacımızı gerçekleştirme (Dharma) yolculuğumuzu derinleştirir.
Ortak Dersler:
- Sorumluluk ve Denge: İnsan, eylemlerinden sorumludur ve bu eylemler evrensel dengeyi etkiler.
- İçsel Yolculuk: Kendi özünü tanımak, insanın hem eylemlerini hem de görevlerini anlamasına yardımcı olur.
- Evrensel Uyum: Birey, kendisiyle ve evrenle uyum içinde yaşamalıdır.
- İlahi Adalet: Karma, ilahi düzenin bir yansımasıdır ve insanın seçimleriyle şekillenir.
- Görev ve Tekâmül: Dharma, bireyin evrendeki rolünü keşfetmesi ve bu rolü ilahi iradeye uygun bir şekilde yerine getirmesidir.
İbnü’l-Arabî’den İlhamla Yaşamın Yasaları
Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin öğretileri, Karma ve Dharma yasalarını İslam tasavvufunun derinlikli anlayışıyla harmanlar. İnsan, eylemleriyle hem kendi yaşamını hem de evrensel düzeni şekillendirir. Bu düzenle uyumlu bir yaşam sürmek, bireyin hem dünyevi hem de ilahi huzura ulaşmasını sağlar.
Unutmayın: “Kendini bilmek, evreni bilmek demektir.” İbnü’l-Arabî’nin bu sözünü rehber edinerek Karma ve Dharma’nın yolunda yürümek, yaşamın anlamını derinleştirecek bir yolculuğa kapı aralar.
Yunus Emre’nin Düşüncelerinde Karma ve Dharma Yasası
Yunus Emre, Anadolu tasavvufunun önemli isimlerinden biri olarak, insan sevgisi, evrensel barış ve ilahi düzenin uyumunu vurgulamıştır. Onun öğretilerinde, Karma ve Dharma yasalarına paralel birçok fikir bulabiliriz. Yunus Emre, insanın eylemlerinden sorumlu olduğunu, bu eylemlerin bireysel ve evrensel düzeyde sonuçlar doğurduğunu ve insanın yaşam amacına uygun bir şekilde hareket etmesi gerektiğini sık sık ifade eder.

Yunus Emre’nin Karma ile İlgili Görüşleri
Yunus Emre’nin şiirlerinde sıkça geçen “ne ekersen, onu biçersin” anlayışı, Karma yasasının temel ilkeleriyle örtüşür. O, eylemlerimizin karşılığını hem bu dünyada hem de ilahi düzende mutlaka göreceğimizi ifade eder. İşte onun bu konudaki bazı düşünceleri:
- Eylemlerin Sonuçları:
- “Yaradılanı severiz, Yaradan’dan ötürü.”
Yunus Emre, sevginin ve iyiliğin yayılmasını öğütler. Bu, iyi karmanın oluşmasını teşvik eden bir felsefedir. İnsan, sevgiyi ekerse, sevgiyle karşılaşır.
- “Yaradılanı severiz, Yaradan’dan ötürü.”
- İlahi Adalet:
- “Hak bir gönül verdi bana, ha demeden hayran olur.”
Yunus, her şeyin ilahi bir düzen ve adalet içinde olduğunu vurgular. İnsan, kendi eylemleriyle bu düzene katkıda bulunur veya onu bozar.
- “Hak bir gönül verdi bana, ha demeden hayran olur.”
- Öfke ve Şiddetten Kaçınma:
- “Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim.”
İnsan gönüller yaparak, sevgi ve hoşgörüyle hareket ederek, karmasını olumlu yönde etkiler. Öfke ve şiddet ise olumsuz karmalara yol açar.
- “Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim.”
Yunus Emre’nin Dharma ile İlgili Görüşleri
Dharma, bireyin evrendeki yaşam amacını ve görevini yerine getirmesi anlamına gelir. Yunus Emre’nin öğretileri, insanın hem kendi ruhsal gelişimine hem de topluma hizmet etmesi gerektiğini vurgular. Onun düşüncelerinde Dharma’nın yansıması şu şekildedir:
- İnsanın Yaşam Amacı:
- “Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için. Dost’un evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim.”
Yunus Emre, insanın dünyadaki varoluş amacını, sevgi ve birlik yolunda çalışmak olarak tanımlar. Bu, Dharma’nın bireyin sorumluluklarına ve evrensel uyuma uygun hareket etmesi gerektiği anlayışıyla örtüşür.
- “Ben gelmedim dava için, benim işim sevi için. Dost’un evi gönüllerdir, gönüller yapmaya geldim.”
- İçsel Yolculuk:
- “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır?”
Yunus Emre, kişinin önce kendini bilmesi ve tanıması gerektiğini vurgular. Dharma, bireyin öz benliğini anlaması ve yaşam yolunu buna göre şekillendirmesi anlamına gelir.
- “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir. Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır?”
- Topluma Hizmet:
- “Taş taş üstüne koya bilirsen, adı iş olur. Gönül üstüne koyabilirsen, adı dost olur.”
İnsan, topluma faydalı işler yaparak ve gönülleri kazanarak, Dharma’ya uygun bir yaşam sürebilir.
- “Taş taş üstüne koya bilirsen, adı iş olur. Gönül üstüne koyabilirsen, adı dost olur.”
Yunus Emre’nin Karma ve Dharma ile İlgili Ortak Mesajları
Yunus Emre’nin Karma ve Dharma’yı andıran öğretileri, bireyin eylemleri ve yaşam amacını anlaması gerektiğini öğütler. İşte bu iki yasaya paralel olan ortak mesajları:
- Sevgi ve Hoşgörü:
- Yunus, sevgiyi eylemlerimizin temel taşı yapmamız gerektiğini vurgular. Bu, olumlu karmaların oluşmasını sağlar ve yaşam amacımıza uygun hareket etmemizi kolaylaştırır.
- İçsel Sorumluluk:
- “Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı.”
Eylemlerimizin ve hatta sözlerimizin sorumluluğunu taşımamız gerektiğini ifade eder. Karma, eylemlerin sonuçlarını dikkate almayı gerektirir.
- “Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı.”
- Birlik ve Bütünlük:
- “Cümle yaradılmışa bir göz ile bakmayan, halka müderris olsa hakikatte asidir.”
İnsanların birliğini ve evrensel bütünlüğü gözetmek, Dharma’nın evrensel uyum anlayışını yansıtır.
- “Cümle yaradılmışa bir göz ile bakmayan, halka müderris olsa hakikatte asidir.”
Yunus Emre’nin Evrensel Yasalarla Uyumlu Felsefesi
Yunus Emre’nin öğretileri, Karma ve Dharma yasalarının Anadolu’daki bir yansıması gibidir. O, sevgi, hoşgörü ve içsel sorumlulukla hareket eden bireyin hem kendini hem de çevresini dönüştürebileceğini ifade eder.
Yunus Emre bize şunu hatırlatır:
- Eylemlerimizden sorumluyuz (Karma).
- Yaşamımızda sevgi, birlik ve uyumu gözetmeliyiz (Dharma).
Bu kadim bilge, sevgi ve bilgelik yolunda ilerleyen herkes için eşsiz bir rehberdir.
4 bu gönderiye yapılan yorumlar
❤🙏♾
Merhaba Sevgili Hocam
Ilahi sevgisi olan herkes darmayı yaratır.
Sevgi ve hoşgörü yoksa zaten hep karma olur.
Bu kadar nefret sözleri ve yapmacık sevginin cok olmasi, her türlü seviye farki ve ego bol miktarda olmasi her zaman karma yaratacak. Peki biz darmayi yaratırken bu karmayi yaratanlarĺarin nefret dolu olması bizdede karma yaratmıyor mu?
Selam ve sevgiler
🙏❤
Olumlu anlamda Dharma yaratılırken, kollektif negatif Karma dolaylı olarak iyileşme göstererek bu anlamda direci kırılarak dönüşür ve dengeye gelir. Karma çeşitleri ile ilgili bir detaylı bir yazı paylaşacağım sevgili Türkan. Kollektif Negatif dirence sahip Karma’da dolaylı yönden bizim duygusal beden enerjilerimizi etkileyerek, korku bilincini tetikleyebilir. Bunun farkında olan insan – (insan-ı kâmil) bu duygunun kollektiften geldiğini anlayarak, buna göre, sevgi ve birliğin sağlanması için meditasyon, dua ve bu bağlamda çalışmalar yaparak tekrar döngüsünü bireyselden kollektife yönlendirirek denge sağlayamaya çalışır.
Karma ve Dharma gibi derin konuları bu kadar sade ve anlaşılır bir şekilde açıklamanız harika olmuş! Özellikle Dharma’nın yaşam yolculuğundaki yön gösterici rolü çok ilham verici. Günlük hayatta bu kavramları nasıl uyguladığımız üzerine düşünmek gerçekten değerli
İçerik ile ilgili düşünceleriniz için teşekkürler. Sizlerinde katkıları ile kollektif farkındalığın artması dileğiyle.