Enerji Psikolojisi, Psikoterapisi Nedir?

Enerji Psikolojisi Nedir?

Geçmişi Çin’li Shaolin Rahiplerinin milattan önce 5000 -7000 yıl öncesine varan bilgileri bu öğretime dayanır. Batı ilimlerinde, beynin yapısı, zihnin işleyiş biçimi ve zihin – beden bütünlüğü ele alınır. Doğu ilimlerinde ise bunların dışında üçüncü bir alan olduğu ve ruhunda var olduğunu bununda bedenimizin etrafını saran elektromanyetik bir alan olan Aura ile korunduğu tezini savunur.

Enerji psikolojisi işlevsel olmayan veya değiştirmeyi istediğimiz, duygu, düşünce ve davranışları dönüştürmek amacıyla beden enerjileri üzerinde uygulanan teknik, metod ve prensipler bütününe verilen bir isimdir. Enerji temelli psikoterapi olarak da anılmaktadır.

Enerji Nedir?

İçinde yaşadığımız dünya katı maddelerden meydana gelmiş görünmesine rağmen, deniz gibi sürekli hareket halinde olan akıcı bir enerjiden oluşmuş ve onunla çevrelenmiştir. Modern bilim de, insan organizmasının sadece moleküllerden oluşan fiziksel bir yapı olmayıp tüm evrende olduğu gibi bir enerji alanına sahip olduğunu doğrular. Demek ki biz, enerjiyiz ve sürekli hareket halinde olan bir enerji denizinde yaşıyoruz. 

“Enerji” kelimesi Grekçe energia (“hareketli kuvvet”) kelimesinden gelir. 

Bu kuvvet, evrendeki tüm varlıklar arasında temel ve evrensel bağı oluşturur. Daha önce değindiğimiz gibi, biz tamamıyla enerjinin içinde yüzüyoruz. Bizi “canlandıran” ve bizi “hareketlendiren” bir enerji var, aynı enerji, ampulün yanmasını ya da küçük bir ekran üzerinde görüntünün oluşmasını da sağlıyor. Bütün bunlar enerji şekilleridir. Ama enerji tam olarak nedir? 

Evrenle Nasıl Uyum Sağlanabilir?

Enerji, kendini madde olarak değil ama hareketle gösteren bir kuvvettir. Örneğin kar fırtınasını ele alalım; uçuşan kar kümesi görülür, ama rüzgar (enerji) kendini göstermez. Herkesin kabul edeceği gibi ortada, görünmese de gerçek olan bir kuvvet vardır. Bu kuvvet, enerjidir. Bütün fiziksel evrenimiz “enerji”dir. Aslında, evrende bulunan yegane şeyin, enerji olduğunu söyleyebiliriz. Gördüğümüz, dokunduğumuz ve hissettiğimiz her şey, belli bir ritimde hareket eden enerjidir. Bu yüzden, bu gezegende varolan her şeyin; insanların, hayvanların, bitkilerin ve minerallerin vs. titreşimlerini algılamak mümkündür.  Bu kuvvetin farkına vararak kendimizi bu akımlara “bağlayabilir” ve böylece evrenle uyum sağlayabiliriz. 

Her şey Birbiri ile Bağlantılıdır!

1905’te Albert Einstein, bütün Newton yasalarını yıkan ünlü izafiyet teorisini açıkladı.  Bu teoriye göre, uzay üç boyutlu değildir. Zaman da uzaydan ayrı bir kavram değildir. Uzay ve zaman, birbirine sıkı sıkıya bağlıdır ve dört boyutlu bir evreni oluştururlar. Bu durumda, Einstein’a göre, zaman doğrusal değil, görecelidir. Zaman ve uzay, bir doğa olayının oluşması için belirlenmişki elemandan başka bir şey değildir. 

Her şey Dönüşür!

Einstein’ın izafiyet teorisinin önemli sonuçlarından biri de, enerjiyle maddenin, birbirinin yerini tutabileceğini kabul etmektir. Madde, hareketini yavaşlatarak kendini gösteren enerji olduğuna göre, kütle, bir enerji şeklinden başka bir şey değildir. 

Vücutlarımız “enerji”dir. 

Madde ve enerji

“Madde”yi inceledikçe, Newton’un teorisinin ileri sürdüğü gibi “temel bir kütle’nin var olmadığını anlarız. Aslında fizikçiler, “kütle”nin her biri birbirini tamamlayan ve birbirlerinin yerini tutan ve hiçbiri “temel kütleyi oluşturacak yeterliliğe sahip olmayan, çok sayıda enerji parçacığından oluştuğunu farkedince, bu teoriyi savunmayı bıraktılar. 

Bunun sonucunda, “kütle” veya “madde”nin kesin olarak belirli bir yerde var olmayıp, var olma “eğilimi” gösterdiği sonucuna vardılar. Bütün parçacıklar, başka parçacıklara, kimyasal olarak çevrilebilirler (dönüşebilirler).  Bir enerji tarafından üretilip, yine aynı enerjide yok edilebilirler. Enerjinin sabit bir dönüşüm olması yanında, süre giden bir hareket olduğunu da unutmayalım.

Aura Nedir?

Hepimizin doğuştan sınırlandırma sistemimiz vardır; auramız. Aura, her ne kadar kendisine uçuk metafizik etiketler yapıştırılsa da aslında sadece bizim varlığımızın kişisel enerji sınırıdır. 

Görüş alanınızın dışında olduğu halde birinin size baktığını ya da arkanızdan geldiğini hiç hissettiğiniz oldu mu?

Bu, auranızın enerji sınırının deneyimidir. En basit haliyle auranızın enerji antenleri bir başkası fiziksel alanınıza girdiğinde sizi uyaracaktır; siz auraları görün ya da görmeyin bu uyarıyı alırsınız. Biraz çalışma ve dikkatle auranızın size duygusal ve ruhsal sınırlarınız konusunda söyleyeceklerinin farkındalığına varabilirsiniz.

Auranız ve kişisel sınır sisteminiz, çocukluktan çıkıp ergenliğe geçtiğinizde ve ailenizin korumasından uzaklaştıkça sizinle birlikte büyür. İlişkiler, iş, yüksek öğrenim ve sağlıklı cinsel ilişki sırasında kaybedilip yeniden bulunan, sınır deneyimleri yaşandıkça farkındalık fazlalaşacaktır

Olgunlaştıkça yeni ve değişik deneyimler karşısında zaman zaman sınırlarımızı inceltiriz; hatta bazen kaldırırız. Tanıştığımız yeni bir insanın, yeni bir fikrin ya da yeni bir deneyimin kendimizi ya da bakış açımızı değiştirmemize değip değmeyeceğini düşünürüz.

Doğru ve yeterli bir destekle çoğumuz bu deneyimlerden sınırlarımızı daha iyi tanıyarak ve yaşadığımız dünyaya daha uyumlu hale gelmiş olarak çıkarız. 

Ancak çoğumuzun sınırlarımızla bağlantıyı kaybetme eğilimi vardır. Muhtemelen bunun sebebi günlük yaşamda ya da sıradan bir sohbette olağan bir konuymuş gibi (“N’aber, auran ne alemde?”) bundan söz etmiyor olmamızdır.

Ebeveynlik anlayışının ve okul eğitiminin temelinde çocuklar üzerinde kontrol kurmak yatar; bu da çocukları tam olarak nerede başlayıp nerede bittiğini bilmedikleri bir kişisel sınır karmaşası içinde bırakır.

Kendi yönünü çizme, bireysellik ve kişiye özel ihtiyaçlar da medya tarafından kirletilmiş ve gruplara bağımlı hale getirilmiş toplum tarafından düzenlenir. Sözle ifade edilsin ya da edilmesin uyum sağlamak büyük bir baskı olarak kendisini hissettirir.

Çakra Nedir?

Çakra, Sanskritçe bir kelimedir; bedende bulunan bir dizi dairesel enerji merkezine verilen addır. Avuç içlerinde ve ayak tabanlarında bulunan çakralardan başka gövdenin ortasında sıralanan yedi ana çakra vardır.

Çakra sistemi endokrin sistem ile doğrudan birbirlerine bağlantılıdır. İkinci çakradan itibaren her çakra bir salgı beziyle ilgilidir. Birinci ve yedinci çakralar ise endokrin sistemin fiziksel ve ruhsal regülatörleridir. Salgı bezlerinde ya da çakralardaki herhangi bir dengesizlik bir diğerinin de dengesini bozar. Her iki sistemden birine uygulanan tedavi, diğerine de yararlı olur. Çakralarınızı iyileştirirken endokrin sisteminizi de aklınızda bulundurun. Doğu’daki pek çok dini inanış çakralar hakkında detaylı bilgi sunar. Yedi çakranın her birinin ayrı bir ismi, kendine özgü bir notası, rengi, biçimi, sembol hayvanı ve farklı özellikleri vardır.

En basit açıklamayla çakralar belli yeteneklerin tutamaklarıdır. Spiritüel bilgi ile nasıl çalışacağınız konusundaki yeteneğinizi merak ediyorsanız o zaman başınızın tepesindeki çakraya (yedinci çakra) bakın ve durumunu kontrol edin. Ruh beden dengesini sağlama ve kendi kendinizi tedavi etme yeteneğinizi görmek istiyorsanız kalp çakranıza (dördüncü çakra) bir göz atın.

Fiziksel ve ruhsal olarak bağışıklık sisteminizin ne kadar etkin çalıştığını kontrol etmek istiyorsanız o zaman solar güneş ağına (üçüncü çakra) bakın. Auranızdaki enerji sorunları hayatınızda neler olup bittiğinin bir yansımasıdır ama sorunların kökü çakralarınızda yatar. Auranızın tepesini kabartıp, aşırı topraklanmış zayıf auranızı tamir edebilirsiniz ama çakralarınızdaki enerji merkezlerini kontrol ederek neler olduğuna bakmazsanız tek yaptığınız sürmekte olan enerji sorunlarına yara bandı yapıştırmaktan ibaret kalır.

Çakralarınızdaki hasarlarınız ya da rahatsızlıklarınız bir kez temizledikten sonra elde edeceğiniz berraklık ve yaşam kalitesi şok edici düzeyde olacaktır.

Enerji psikolojisi tekniklerinin etkileri nelerdir?

Her şey enerjiden oluşur. İnsan bedenide buna dâhil olmak üzere, istinasız her madde enerjidir. Einstein bu gerçeği yıllar önce fark etmişti. Dolasıyla insan bedeni katı gibi algılansa da, aslında enerjidir. Tüm negatif olayların kökünde, bedenin enerji sistemindeki bir blokaj, bir travma yatar. Fiziksel, duygusal acılarımız ve hastalıklarımız duygularımız ile çok yakında bağlantılı olduğu için çözümlenmemiş negatif duygularımızın, pek çok fiziksel hastalıkların ve acıların kaynağıdır.

• Enerji bedeninizin zayıf düşmüş enerjisinin canlanmasına yardımcı olur.
• Dokularınızın enerji akışına yardımcı olur.
• Enerji bedeninizin manyetik alanlarını dengelemeye yardımcı olur.
• İçsel gücünüzü harekete geçirmeye yardımcı olur.
• Enerji bedeni arındırmaya yardımcı olur.
• Meridyenlerinizdeki enerji blokajlarını açmaya yardımcı olur.
• Enerji merkezleriniz çakralarınızı dengelemeye yardımcı olur.
• Auranızı parazit enerjilerden temizlemeye yardımcı olur.
• Enerji düzeyinizin dengelenmesine yardımcı olur.
• Enerji bedeninizdeki tıkanmış enerjileri serbest bırakmaya yardımcı olur.
• Doğal yaşam enerjinizi (ki) canlandırmasına yardımcı olur.
• Enerji bedeninizin titreşimsel frekansını yükseltilmesine yardımcı olur.
• Kuantum enerjisi dengeli ve zinde bir yaşam için geleneksel doğal enerji ilkeleriyle birlikte daha yüksek enerji frekanslarını birleştirerek pozitif enerji akışınızı en yüksek düzeyde tutmanıza yardımcı olur.
• Beden sistemlerimizdeki stres faktörlerinin dengelenmesine yardımcı olur.
• Duygu değişimlerinin dengelenmesine yardımcı olur.
• Uyku bozukluklarının dengelenmesine yardımcı olur.
• Fobilerin dengelenmesine yardımcı olur.
• Yaratıcılığın dengelenmesi, dikkat eksikliğinin dengelenmesine yardımcı olur.
• Yorgunluk ve halsizliklerin dengelenmesine yardımcı olur.

Çocuklar için faydaları nelerdir?


• Kavrama, aritmetik, benzerlik bulma, kelime haznesi, hafıza gibi yeteneklerde artış sağlanmasına yardımcı olunduğu gözlemlenmiştir. Konsantrasyon, kendine güven, duygu değişimleri, davranış, el yazısı, huzursuzluk gibi durumlarda belirgin dengelenme sağlanmasına yardımcı olmaktadır. Korku, kaygı ve endişelerin giderilmesinde başarı oranı çok yüksektir.

• Fiziksel, ruhsal ve mental bedenlerimiz tarafından elektromanyetik olarak sergilenen stres kaynakları ve strese karşı tepkilerin tespiti ve azaltılmasını amaçlayan ve gerek dengelenme, gerekse yaşam gücünü geliştirmede yüksek fayda sağlayan bir metodoloji sunmaktadır.

• Fiziksel, zihinsel ve duygusal dengesizliklerle baş etmede en temel olgunun stres azaltımı olduğu kanıtlanmıştır.

İnsanlarda ve hayvanlarda davranış bozuklukları, duygusal travmalar, stres, her türlü fiziksel kronik dengesizlikler, yaşam kalitesinin arttırılması, enerji dengeleme, operasyon öncesi ve sonrası stres azaltılması, travmalar ve bunun gibi daha birçok durumda enerji psikoterapi teknikleri uygulanır.

Enerji psikoterapisi, hiç bir zaman tıbbi tedavinin yerine geçmez. Sağlık sorunlarınızda destekleyici, sizin kendinizi daha rahat ve pozitif hissetmeniz için kullanılan bir enerji tekniğidir. Tamamlayıcı ve destektir.

Uygulanan seansların süresi ve teknikleri kişilere ve yaşanmışlıklarına göre değişmektedir. Sorunlarınız, yaşam kalitenizin yükselmesi ve çözüm önerileri ile ilgili detaylı bilgi almak, randevu oluşturmak için şimdi iletişim adreslerimizden bizlere ulaşabilirsiniz.

Düşünceni bırak